Kalender Ağa yıllardan beri süre gelen töreyi, geleneği bozmaya, tek eşli bir hayata adım atmaya kararlıdır. Artık devir, modern Bozokların devridir. Feodal, geleneksel her şeyi bir kenara bırakacaklar, aşiret kalabalığından sıyrılıp küçük/çekirdek aileleri içinde mutlu mesut yaşayacaklardır. Yani Kalender’in hayali budur. Ama Bozok Konağı’nda kurulan hangi hayal gerçekleşmiştir ki? Ayşe ve Möhteber, Kalender’i bu karardan caydırmak için elinden geleni yapar fakat Kalender bu kez fazlasıyla kararlıdır. Bunu gören Ayşe bu sefer öyle bir hamle yapar ki, herkesin ağzı açık kalır. Kalender’in başı bu sefer büyük bir belaya girmiştir. Konakta ise düğün-bayram havası hâkimdir. Türkmen şeytanın bacağını kırmış, görücüleri kapıya dizmiş; Asiye gelinlik heyecanı içindedir. Hatta kader, Müsellim’in yüzüne bile gülmüştür. O da bir konak dolusu “evlenilecek kız”ın içindedir. Bozokların keyfine diyecek yoktur. Fakat konaktan yaralı ayrılan dişi bir Bozok aslanı, bu şenlik havasını kana bulamaya niyetlidir. Herkesin mutluluğunu kursağında kalmıştır. Bozoklar, facianın eşiğinden döndüğünü zannettiği anda çok daha büyük bir facianın eşiğindedir. Çünkü yaralı dişi Bozok aslanı maalesef bir değildir. Ve intikamın boyutu, her geçen gün biraz daha artmaktadır. Ama bu sefer bu intikam; en masumların, en günahsızların ve en âşıkların: Bella ve Hazar’ın canını yakacaktır. Hem de sönmemecesine…